Köprücük Kemiği Üzerinde Beze
Lenf bezlerinin bulunduğu bölgelerin hepsinde olduğu gibi köprücük kemiği üzerinde beze de meydana gelebilir. Lenf bezleri olarak adlandırılan bezler, çenemizin altında, koltuk altında, kasık bölgesi ve göğüs bölgesinde bulunmaktadır. Kişi zaman zaman bu bölgelerde bezeler bulabilir. Genel olarak çok ciddi bir rahatsızlık olmaması ve zararlı olmayacak bir yapıya sahip olması bakımından da pek çok kişi tarafından önemsenmez. Ancak bezeler farklılık gösterebilir ve bazı bezeler ciddi rahatsızlıkların, hatta kanserin bile belirtilerinden biri olabilir.
Beze Neden Olur?
Vücutta oluşan yağ bezeleri, genellikle beslenme düzeninden ve aşırı yağlı besin tüketilmesinden kaynaklanabilir. Ancak lenf bezlerinin bulunduğu bölgelerde beze ortaya çıkmış ve hasta tarafından tespit edilmiş ise doktora gitmek için zaman kaybetmemek gerekir. Çünkü bu bezeler tümör ya da kanser belirtisi de olabilmektedir. Özellikle köprücük kemiğinde meydana gelen bezeler dikkate alınmalıdır.
Düzensiz yapılan spor sonrası yapılan ters kas hareketleri, bu bölgede beze oluşumunu tetiklemektedir. Buna ek olarak ani hareketler, ısınmadan egzersiz yapılması, ani darbeler de beze oluşumunu tetiklemektedir. Kimi zaman romatizma kaynaklı hastalıklar da beze oluşumuna neden olabilmektedir.
Bezeler, bazı durumlarda büyüme gösterebilir. Bezelerin büyüme gösterdiği durumlar şöyle açıklanabilir:
- Kişide başta tüberküloz rahatsızlığı olmak üzere kronik rahatsızlıklar söz konusuysa,
- Antibiyotik ve bazı ilaçların uzun vadeli kullanımı söz konusuysa,
- Lenfoma Hastalığı ortaya çıkmışsa,
- Viral enfeksiyonlara bağlı durumlar mevcutsa,
- Kişi kanser hastasıysa.
Beze Büyümesinde Doktor Kontrolü
Köprücük kemiği üzerinde ortaya çıkan bezeler de, diğer bezeler gibi zaman içinde büyüme gösterebilmektedir. Eğer yumuşak dokulu ve ağrı yapmayan bir beze vücutta ortaya çıkmış ise, genellikle bunun yağ bezesi olduğu ortaya çıkar ve enjeksiyonla alınması sakınca yaratmaz.
Ancak beze ile eş zamanlı olarak fiziksel başka rahatsızlıklar da ortaya çıkıyorsa hasta gözetim altında tutulmalı, 2 – 3 hafta gözlem altında kalmalıdır. Antibiyotik tedavisi uygulanarak bezenin küçülmesi sağlanır. Ancak bezede küçülme meydana gelmemişse yahut ciddi boyutlarda bir büyüme meydana gelmişse, mutlaka gerekli tetkikler yapılmalıdır. Bu tetkikler arasında akciğer grafisi, böbrek fonksiyon testi, karaciğer muayenesi, kan testi, gerekirse kan tahlili gibi detaylar atlanmadan tamamlanmalıdır.
Aynı şekilde, risk faktörünün öne çıktığı durumlarda biyopsi ile bölgeden örnek alınarak incelenmelidir. Aksi halde kanser teşhisi için geç kalınabilir ve bilindiği gibi kanser için erken teşhis, tedavi sürecinin işe yaramasında son derece önemlidir.